Yalova Memur-Sen Başkanı Zekerya Yayla, TBMM’nde kabul edilen torba yasasıyla birlikte kamu çalışanlarına yeni haklar getirildiğini savunarak, torba yasasını değerlendirdi. Yayla açıklamasında şunları söyledi “Konfederasyonumuz Memur-Sen’in 2010 Yılı Toplu Görüşme kazanımlarından olan ve Torba Yasa Tasarısı içinde yer alan hizmet sözleşmelerinden damga vergisinin alınmaması, sözleşmeli personele aile yardımı verilmesi ve sendikalı memura üç ayda bir Toplu Sözleşme Primi ödenmesi ile devlet memurlarını yakından ilgilendiren sicil, disiplin, izinler gibi konularda önemli düzenlemeleri içeren bölüm TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Sendikalı Memura 3 Ayda Bir 45 TL Toplu Görüşme Primi TBMM’de kabul edilen toplu görüşme kazanımlarımızdan biri, sendikalı kamu çalışanına üç ayda bir ödenecek 45 TL’lik Toplu Sözleşme Primi. Sendikalı kamu çalışanları, yasanın Cumhurbaşkanı’nın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle birlikte 15 Nisan 2011 tarihinde maaşlarına ek olarak 45 TL alacak. Sözleşmeli Personel Aile Yardımı Alacak 2010 Yılı Toplu Görüşme kazanımı olan eşi çalışmayan sözleşmeli personele aile yardımı ile ilgili düzenleme de Meclis’te kabul edildi. Sözleşmeli personel, kadrolu memurların yararlandığı ve bugün itibariyle 113 TL olan aile yardımı hakkından yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren yararlanmaya başlayacak. Sözleşmeli Personel Damga Vergisi Ödemeyecek Torba Kanun’da yer alan sözleşmeli personelin hizmet sözleşmelerinin damga vergisinden muaf tutulması hükmü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Söz konusu yasa hükmü Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. Yasanın yürürlüğe girmesiyle sözleşmeli personelin her yıl imzaladığı hizmet sözleşmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı yaklaşık 150 TL cebinde kalacak. Bu yıl içerisinde sözleşmeli personel tarafından ödenen damga vergileri ise geriye dönük olarak ödenecek. Yasa’nın Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte Genel Merkezimiz tarafından hazırlanan dilekçe örneğinin kurumlara verilmesi ile bu yıl için ödenen damga vergileri de geri alınabilecek. Aile Yardım Ödeneğinde Çocuk Sınırlaması Kaldırıldı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 202. maddesindeki, “Ancak ikiden fazla çocuk için aile yardımı ödeneği verilmez” hükmü kaldırılarak, çocuklar için ödenen aile yardımı ödeneğinde iki çocuk sınırlaması kaldırılmıştır. 2009 Yılı Toplu Görüşme sonucunda imzalanan Toplu Görüşme Tutanağı’na ekli I sayılı cetvelde yer verilmesine bağlı olarak, çocuk için yapılacak aile yardımına ilişkin iki çocuk sınırlaması 2010 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile kaldırılmıştı. Çocuk sayısı sınırlamasının kaldırılmasına ilişkin düzenleme 657 sayılı Kanun’da yapılarak, çocuk yardımının iki çocuk sınırlaması olmaksızın ödenmesi uygulaması kalıcı hale gelmektedir. Sicil Notu Uygulaması Kaldırıldı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ilgili maddelerine göre her yıl verilen sicil notu ve sicil raporu uygulaması kaldırıldı. Sicil sistemi ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırıldı. Disiplin Cezasına Konu Olan Bazı Hususlar Kaldırıldı657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (c) bendine göre aylıktan kesme cezası gerektiren; ikamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terk etmek, toplu müracaat veya şikayet etmek gibi bazı fiil ve haller disiplin cezası kapsamından çıkarılmıştır. Devlet memurlarının, görev mahallinde ikamet etme mecburiyetini ve ikamet ettikleri il hudutlarını ancak amirin izniyle terk edebileceklerini düzenleyen ek 20. madde yürürlükten kaldırılmaktadır. Bu hükmün yürürlükten kaldırılmasına paralel olarak, ikamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terk etmek şeklinde bir disiplin suçu oluşması mümkün olmadığından, bu fiilin suç olarak düzenlendiği hüküm de 657 sayılı Kanun’un 125. maddesi kapsamından çıkarılmıştır. Kamu görevlileri sendikalarının anayasal ve yasal zemine kavuşmasıyla pratik bir değeri kalmayan ve esasen fiili bir anlam da ifade etmeyen toplu müracaat yasağının kaldırılması olumludur. İzinlerde ve İzin Sürelerinde Bazı Değişiklikler Yapıldı Doğum sırasında veya doğumdan sonra annenin ölümü halinde, anne için öngörülen izin sürelerinin memur olan baba tarafından kullanılması imkanı sağlandı.Erkek memura, eşinin doğum yapması nedeniyle verilen izin 3 günden 10 güne çıkarıldı. Evlilik ve ölüme dayalı mazeret izninin süresi 5 günden 7 güne çıkarılırken, ölüme dayalı mazeret izni kullanma hakkının kapsamına eşin anne, baba ve kardeşinin ölmesi durumu da eklendi.Süt izni, doğum sonrası annelik izni bitim süresinden itibaren başlatılarak, ilk altı ay için 1.5 saatten 3 saate çıkarıldı. Hizmet süresine dayalı olarak aylıksız izin talebinde bulunmak için gereken süre 10 yıldan 5 yıla indirilmekte ve aylıksız izin süresi de 6 aydan bir yıla çıkarılmaktadır. Diğer taraftan, bu izin süresini bir defada kullanma zorunluluğu bir yıllık aylıksız izin süresini ikiye bölerek en fazla iki defada kullanma imkânı sağlandı. Disiplin Cezalarına İtiraz 12 Eylül 2010’da yapılan referandumla kabul edilen Anayasa Değişikliği ile memurun aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında olduğu gibi uyarı ve kınama cezalarında da yargıya başvurulması ile ilgili Anayasa’daki engel kaldırılmıştı. Torba Kanun Tasarısı’nın Genel Kurul’da kabul edilmesi ile de uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu açılmasıyla ilgili düzenlemeyle birlikte aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarına da itiraz etme hakkı getirildi. Aday Memurlara Disiplin Cezası Verilmesi konusu sorunlu bir maddedir657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 57. maddesinin değiştirilmesiyle, “Adaylık süresi içinde disiplin cezası almış olanların disiplin amirlerinin teklif ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir. İlişkileri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet PersonelBaşkanlığına bildirilir. Adaylık devresi içinde veya sonunda, 56’ncı ve bu madde hükümlerine göre ilişikleri kesilenler (sağlık nedenleri hariç) 3 yıl süre ile Devlet memurluğuna alınmazlar” denilmiştir. Bu değişiklikle birlikte, adaylık dönemi içerisinde de 657 sayılı Kanun’un ve yürütülen görevle ilgili özel disiplin kanunu hükümlerinin aday memurlar için de uygulanacağı hüküm altına alınmaktadır. Daha somut bir ifadeyle, disiplin cezası yönüyle aday memurluk sıfatı söz konusu olmayacaktır. İzin hakkı, sendika üyesi olma hakkı gibi birçok konuda aday memur olmamak şartına yer veren 657 sayılı Kanun’da henüz devlet memurluğunu, kamu hizmetini, kamu kurumu anlayışını kavramamış ve bu konuda rehberlik yapılmamış olan aday memurlar hakkında disiplin cezası hükümlerinin öngörülmesi ve adaylık dönemi içerisinde disiplin cezası alınması halinde ilişiğin kesilmesi işleminin tesis edilmesi disiplin cezasına ilişkin uygulamalarla iş güvencesini tehdit etmektedir. Diğer taraftan, henüz devlet memurluğu sıfatına ve yürüteceği görevlerin niteliğine yönelik bir algıya sahip olmayan aday memurlar hakkında disiplin cezalarının çok rahatlıkla tesis edilmesinin söz konusu olabilecek olması nedeniyle, aday memurlar üzerinde keyfi, yersiz ve dayatmacı bir amir olgusunun oluşmasına fırsat verecektir. Kamuya Özel Sektörden Üst Düzey Yönetici Atanması keyfi uygulamalara yol açabilirÖzel sektörden veya serbest olarak çalışanların -belli görevler açısından- memurluğa geçişini (kamuoyunda bilinen adıyla özelden kamuya transferini) kolaylaştıran hüküm ile memurluk görevlerine KPSS’ye tabi olmadan geçiş imkanı sağlanacağı kaygısı oluşturmak yanında, halen kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurların kariyer ve liyakat odaklı olarak üst görevlere yükselmesinde yaşanmakta olan sıkıntının da artmasına neden olacaktır. Kamu personel sistemi içerisinde bulunan personel, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında başarılı olmak suretiyle kariyer elde edebilirken, özel sektörde veya serbest olarak çalışanların müsteşarlık dâhil olmak üzere birçok üst düzey yöneticilik görevlerine doğrudan atanmasının önü açılmaktadır. Bu düzenleme, halen kamu adına hizmet üreten mevcut kamu personelini, bulunduğu kadro ve göreve mahkûm ederken, kamuyla hiçbir bağı olmayan özel sektör çalışanlarını ve serbest çalışanları, kamuyu tanımadan kamu hizmetini yönetme makamına taşımak ve bu sayede kamu hizmetini, kabulü ve tahammülü mümkün olmayacak bir kaosa sürüklemek gibi istenmez ve engellenemez olumsuz sonuçları da beraberinde getirecektir. Geçici Görevlendirmeye ilişkin yetki,keyfi uygulamalara sebep olabilir‘Kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığı’nın uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilir’ şeklindeki düzenlemeyle personelin re’sen geçici süreli görevlendirebileceğine ilişkin yetki, keyfi kullanıma ve mağduriyet oluşturmaya imkan sağlayan bir düzenlemedir. Memur sen, bu konuların uygulanmasındaki haksızlıkların takipçisi olacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.