İnkılâp Vapuru’nda kaçak kat çıkıldığı gerekçesi ile Yalova Belediyesi’nin tek taraflı olarak kira sözleşmesini feshettiği Atalay Turizm tarafından açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşmada Başkan Yakup Koçal, bakanlığın İnkılap için ‘yapı’ dediği için kaçak kat olarak nitelendirdiklerini söyledi. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci celsesinde Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, Başkan Yardımcısı Ahmet Özsümer ve gemi projesini yapan Özer Kaymak tanık olarak dinlendi. Firmanın kira sözleşmesinin iptali nedeniyle açtığı davada Atalaylar Turizm vekilleri Avukat Ali Kemal Gülay ve Mustafa Osmanoğlu ile Yalova Belediyesi’ni temsilen avukat Ali Güler ve firma sahibi Sadrettin Atalay da hazır bulundu. Başkan Koçal verdiği ifade bir önceki belediye yönetimi döneminde vapurun Yabeltaş’a ihale edildiğini daha sonra ise sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini hatırlattı. Ardından yine belediyeye dönen geminin ihaleye çıkarıldığını aktaran Koçal, “İnkılap Vapuru meclis kararınca yap-işlet-devret modeli ile ihaleye çıkarıldı. İlk ihaleye katılım olmadı. Daha sonra yapılan ihaleyi kazanan firma ile sözleşme yaptık. Sözleşme gereği de vapur şirkete teslim edildi” diye konuştu. 3-4 ay sonra firmanın sözleşmeye aykırı şekilde davrandığından dolayı İmar Müdürlüğü’nün tutanak tanzim ettiğini kaydeden Koçal, “Yapılan işlem İnkılap Vapuru’na sözleşmeye aykırı olarak kat çıkılmasından kaynaklanıyor. Sözleşme yaşanan gelişmeler nedeniyle encümen tarafından feshedilmiştir” dedi. Bakanlık ‘Yapı’ Dedi Davacı firmanın vekili Avukat Ali Kemal Gülay’ın sorularını da yanıtlayan Koçal, daha önce bazı yayın organlarında çıkan sözlerin kendine ait olduğunu kabul etti. Konuyla ilgili Bayındırlık Bakanlığı’ndan görüş aldıklarını da aktaran Koçal, “Bakanlığı bunun yapımı yoksa gemi mi olduğuna dair görüş sorduk. Burada gelen yazıda bize bunun bir yapı olduğu bildirildi. Biz de yapı olarak buna kaçak kat çıkıldığı için gerekeni yaptık” dedi. Kedilerine firma tarafından resmi bir projenin sunulmadığını kaydeden Koçal, “Bize buranın resimlerini gösterdiler biz de şifahen görüşlerimizi bildirdik. Firma yetkililerine siyasi baskı nedeniyle burayı mühürlediğimizi de söylemedik” şeklinde konuştu. Proje Sunulmadı Başkan Yardımcısı Özsümer de kendilerine resmi olarak bir projenin gelmediğini kaydetti. Bir takım bilgisayar çalışmalarının kendilerine getirildiğini ve görüş olarak da sözlü şekilde firmaya uyarılarda bulunduklarını kaydeden Özsümer, “Zaten sözleşme şartnamesinde nelerin yapılıp yapılmayacağı açık. Bize 2-3 çeşit projeyi gösterdiler. Fakat biz bu projelere onay vermedik. Zaten bize resmi olmayan yoldan sunulan hiçbir projeye onay veremeyiz” dedi. Vapurdaki kaçak katlarla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığını ifade eden Özsümer, firmanın kesinlikle kendi bilgileri dışında çalışmalarına devam ettiğini kaydetti. Özsümer davacı şirketin resmi bir proje sunmadan da çalışmalar başladığını sözlerine ekledi. Usulen Mühürlendiği İddiası İnkılap ile ilgili projeyi hazırlayan Gemi İnşaat Mühendisi Özer Kaymak ise gemi projesinin Türk Loydu Vakfı ve Gemi Mühendisleri Odası’ndan proje onayını aldığını belirterek şunları kaydetti: “Biz çalışmalarımızı hep gemi üzerine yaptık. Daha sonra geminin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin üzerine kayıtlı olduğunu gördük. Gemi tespitini çıkardık. Proje onaylanmadan sadece ön hazırlıklar yapıldı. Proje belediyeye sunuldu ve ruhsat müdürlüğünden de belge alındı fakat tarihini hatırlamıyorum. Geminin mühürlendiğini duydum fakat herhangi bir yerde mühür görmedim ve çalışmalar devam etti” Kaymak, konuyu Özsümer’e sorduğunu dile getirerek, “Bana mühürlenmenin usulen olduğunu söyledi” dedi. Özsümer ise, “Usulen mühürlediğimizi söylemedim. Bizim yapmak zorunda olduğumuzu fakat kendileri proje çalışmalarını tamamlamaları gerektiğini ifade ettim” dedi. Avukattan Başkan ve Yardımcısına Suçlama Ardından Davacı Vekili Gülay, HMK 264’e (Hâkim, tanığın tanıklığı esnasında yalan söylediği veya menfaat temin ederek tanıklık ettiği hakkında yeterli delil veya emare elde ederse bir tutanak düzenler ve bu tutanağı derhâl Cumhuriyet başsavcılığına gönderir) göre tanıklar Koçal ve Özsümer hakkında işlem yapılmasını istedi. Mahkeme HMK 264’e göre işlem yapılması talebini reddederek tarafların esas hakkında yazılı olarak başvuruda bulunması için 15 günlük süre verdi. Duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi.