DP Çınarcık İlçe Başkanı Mehmet Macaroğlu, suskunluğunu bozarak başta AKP olmak üzere herkesten özür diledi. Macaroğlu açıklamasında ” Bundan böyle Ben de internette çiçek-böcek resimleri göndermek, 1500 yıldan bu yana yaşamış bütün ibn-i’lerin imana ilişkin beyanları, hurafeleri, yasakları, hayatı zindan eden, halkı köleleştiren söylemleri ile yöneticilerimizin tarafımdan naçiz takdir ve alkışları yönünde çalışmaklığım gerektiğini düşünmeye başladım. 51. yaşımı bitirmekte olduğum şu günlerde öğrendiklerim bunlar. Bu nedenle yazılarımı okumak gibi bir külfete katlanan sizlerden de Özür Diliyorum” dedi. Macaroğlu yaptığı açıklamada “Yazıp, anlattıklarımı dağlara, taşlara anlatsaydım belki daha başarılı olabilirdim. Ama olamadım. Benim görüşlerime benzer görüş beyan eden gazetecileri işten attıran, Bayram namazı kıldığı cami çıkışında bile cemaate hitaben etkin propaganda konuşmalarını sürdürmekten çekinmeyen Sayın Başbakandan, Hac’da, Umreye gittikleri Kâbe’de secde edenlere, ibadetleri sırasında bile referandum propagandası yapabilecek kadar çalışkan, yetenekli ve azimli AKP’lilerden Özür Diliyorum” dedi. Macaroğlu açıklamasında, 12 Eylül referandumu öncesinde, korku ve baskı ortamına rağmen, günlerce Hayır propagandası yaptığını, Güçler ayrılığı kuralının, demokrasinin olmazsa olmazı olduğuna inanmışlığım nedeniyle değerli ulusumu da belki aydınlatabilirim diye çalıştığını belirterek “ Ümmet olmanın değil, ulus olabilmenin önemini vurgulamaya uğraştım.Özgürlük ve bağımsızlığa iman etmiş bir Atatürk evlâdı olarak bu yönde herşeyi göze alarak çaba sarf ettim. En uygun tarikatin “Uygarlık Tarikati” olduğunu savundum. Şimdi herkesten özür diliyorum” dedi. Kul, köle değil, birey olmanın erdemini anlatmak istediğini söyleyen Macaroğlu,Akıl ve bilim yolundan sapmanın ülkemi yok oluşa sürükleyeceğini vurgulamaktan çekinmedim. Başka ülkelerin boyunduruğu altında ziyan zebil olacak bir ülkede yaşamak istenemiyeceğini haykırdım. Boyunduruğun, çift süren öküzleri bile ne denli taciz ve tahriş ettiğini anlatmağa çalıştım. Binlerce ortak düşünce sahibi de Benimle birlikte aynı işi yapıp, durdular. Bir paket makarna, iki kilo bulgur, 150,-TL. para, bir yeşil kart kadar etkili olamadık. Çok üzgünüm, çok! Bu nedenlerle, kandırılmışlardan Özür Diliyorum” dedi. DP Çınarcık İlçe Başkanı Mehmet Macaroğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: “600 yıldan beri yolu olmayan dağ köyüne, asvalt yol yapma ve yeşil kart dağıtma vaadi kadar etkin olamadık. Ulus’umuzun, %58’inden fazlası kuvvetler ayrılığı kuralına hiç aldırmıyorsa, demokratik yoldan sapmaya göz yumuyorsa, İran rejimindeki yapıya yönelişi destekliyorsa, din devleti oluşmasına ses çıkarmam diyorsa, çoğunluk Ben’de, %42’nin buna boyun eğmesi gerekir, önemli olan nitelik değil, niceliktir diyorsa; artık bize söylenecek bir şey kalmıyor. Onlardan da Özür Diliyorum. Ayrıca bir gece ansızın gelip, Ayetullah veya Halife-i Müslümin olması kuvvetle muhtemel hale gelen güç ve temsilcilerinden de Özür Diliyorum.İmza atmasını bilmediğinden, seçmen kütüğüne parmak basan, okur yazar olmadığı halde Anayasa hakkında düşünce sahibi olan, değişikliklerin ne getirip, neler götürdüğüne hiç aldırmayan, bu işi bile militanca tavırla çözmekten yana olan ve daima kendisini bu hale getirenlerin, yanında yer alan yurttaşlarımdan Özür Diliyorum Emeği ile yaşam savaşı veren, garantisiz tek maaşı ile 10-15 kişilik ailesini geçindirmeğe çalışıp da, sermaye partilerini, ezildiği halde kendisini ezenleri destekleyen, emperyalist güçlerin egemenliğinden yana tavır koyan, çalışan halkımdan da Özür Diliyorum.’Ordu Millet’ kavramının yaratıcısı olduğu halde kendi bağrından çıkardığı ordusunun, emperyal güçler istediği için tarumar edilmesini, sadece seyreden, hukukun üstünlüğü prensibini hukukçular eliyle yerlerde süründürenleri alkışlayan, sosyal haklarının birer birer elinden alınmasını tevekkül ile izleyen, mutlu yaşayıp, üretim yaptığı köyünden, toprağından koparılıp, şehir varoşlarında, gettolarda yaşama mahkum tüketiciler haline getirilmekte olduğunun farkında bile olmayan “Ulusun Efendisi (!)” köylümüzden Özür Diliyorum. Yazıp, anlattıklarımı dağlara, taşlara anlatsaydım belki daha başarılı olabilirdim. Ama olamadım. Benim görüşlerime benzer görüş beyan eden gazetecileri işten attıran, Bayram namazı kıldığı cami çıkışında bile cemaate hitaben etkin propaganda konuşmalarını sürdürmekten çekinmeyen Sayın Başbakandan, Hac’da, Umreye gittikleri Kâbe’de secde edenlere, ibadetleri sırasında bile referandum propagandası yapabilecek kadar çalışkan, yetenekli ve azimli AKP’lilerden Özür Diliyorum. Bana bildiklerimin, okuduklarımın, eğitimimin, Vatan Sevgimin, Ulus Aşkımın, Atatürkçülüğün nafile şeyler olduğunu şamar gibi suratımda patlatan yüce Türk Ulusu’ndan Özür Diliyorum Bundan böyle Ben de internette çiçek-böcek resimleri göndermek, 1500 yıldan bu yana yaşamış bütün ibn-i’lerin imana ilişkin beyanları, hurafeleri, yasakları, hayatı zindan eden, halkı köleleştiren söylemleri ile yöneticilerimizin tarafımdan naçiz takdir ve alkışları yönünde çalışmaklığım gerektiğini düşünmeye başladım. 51. yaşımı bitirmekte olduğum şu günlerde öğrendiklerim bunlar. Bu nedenle yazılarımı okumak gibi bir külfete katlanan sizlerden de Özür Diliyorum Türkiyeyi dahili düşmanlarımızla işbirliği yaparak paylaşmak emel ve gayretindeki emperyalist İsrail, AB ve ABD ülkelerinden de; haddimi aşarak, cürmümün farkında olmaksızın, Türkiyedeki etkinliklerine karşı koymaya çalıştığım için Özür Diliyorum.Ama henüz 51 yılda edindiğim huylarımdan, alışkanlıklarımdan, düşünce ve inançlarımdan bir günde vazgeçemediğim için de imzamı, kendi özdeyişimle aşağıdaki gibi atmağa devam ediyorum.” Özgürlük Ve Bağımsızlığın Bedeli Çok Ağırdır. Akıl, Bilim Ve Uygarlık Yolundan Sapma Gafletine Düşen Toplumlar, Bu Bedeli Yok Oluşları İle Öderler. ”