Yalova Sosyal Hizmetler Müdürü Serap Şenocak 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada “ Unutulmamalıdır ki çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesi gerekmektedir.” dedi. Şenocak’ın açıklaması şöyle:”Çocuk Hakları Sözleşmesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi uluslar arası hukukta çocuk haklarına dair en kapsamlı belgedir, en çok ülke tarafından kabul edilmiş, en kısa sürede yürürlüğe girmiş ilk sözleşmedir. Ülkemiz tarafından da 14.Eylül.1990’da imzalanmış, 27.Ocak.1995 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Çocukların kendi haklarında karar verebilme ve kişiliklerini geliştirme, toplumsal örgütlenmelerde kendilerini ifade edebilme haklarını tanıyan bir sözleşmedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunca 2000’li yıllardan itibaren “Çocuk Hakları İl Komiteleri” tüm İllerde oluşturularak özellikle katılım hakkının hayata geçirilmesi sağlanmıştır. Yalova’da 24.Nisan.2001 yılında açılışı yapılan, İl Müdürlüğümüz Projesi olan “Yalova Çocuk Meclisi” ile, Türkiye’nin ilk çocuk meclisi çalışması olmuş, uluslar arası seviyede de sesini duyurmuş, İlimizde çocuk haklarının tanınması, çocukların duygu ve düşüncelerini anlatması, gelişmeleri, korunmaları en önemlisi de katılım hakkını kullanarak haklarından daha iyi yararlanmaları açısından pek çok fayda sağlamıştır. 54 maddeden oluşan Çocuk Hakları Sözleşmesinde, ana hatlarıyla çocukların dilinden ifade edilmek istenen ; Bütün çocuklar eşittir, Yaşamalıyım, gelişmeliyim, bir kimliğim olmalı, İyi bakım benim hakkım, Bana söz hakkı verin, Engelliyim ama birçok şeyi başarabilirim, Toplum beni korumak zorunda, Eğitimimize özen gösterin, Gelişmek için bana oyun da gerekli, Emeğimi erken tüketmeyin, Beni şiddet ve sömürüden uzak tutun, Beni tehlikeden uzak tutun… Ana başlıkları hem büyüklere sesleniş, hem de Sözleşmenin içeriği açısından önemli vurgulardır. Unutulmamalıdır ki çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesi gerekmektedir. Çocuklarımız bu günümüzün neşesi, yarınlarımızın umududur. Cumhuriyetimizin kurucusu, önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK uluslararası sözleşme metinleri oluşturulması, imzalanması çalışmalarından çok önce, bugünün küçüklerinin, yarının büyükleri olduğuna dikkatleri çekerek, dünya da ilk kez TBMM’nin açılış tarihini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak, çocuklara armağan eden, bayram haline getirilmesini sağlayan önderdir. Günümüzde tüm dünya çocuklarıyla kutlanan gündür 23 Nisan. Gerek Anayasamızda gerekse Medeni Kanunda çocuklar ve kadınların, ailenin korunması, önceliği yönünde maddeler bulunmakta, 24.05.1983 yılında yürürlüğe giren 2828 sayılı kanunla korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk, sakat, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile, yine 03.07.2005 tarihli 5395 sayılı kanun ile korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlenmiştir. Gelecek çocuklarındır. Sağlıklı, barışçıl, özgür, kendisini vatanını milletini ailesini seven, mutlu, çalışkan, azimli, bireyler yetiştirebilmek, yarınlara güvenle bakabilmek için, anne – baba, öğretmen olarak, çocuk haklarını bilip, uygulayıp, çocuklarımıza da öğretip, yaşatmalıyız. Çocuklarımızın eğitimine, bedensel, ruhsal ve toplumsal bakımdan tam ve sağlıklı gelişimlerine olanak sağlamalıyız. Çocuklar ne kadar iyi eğitilir, ne kadar sağlıklı kılınırlarsa, toplumumuz gelecekte o kadar güçlü olur. Çocuk Hakları Gününü kutlar, tüm çocuklarımıza kucak dolusu sevgilerimi sunarım”