Geçen hafta, Yerel bir gazete’de, Yalova Belediye Başkanı’nın, partimizi hedef alan açıklamaları yer almıştır. Öncelikle Belediye Başkanı ve söylediklerinin, şahsım ve temsil ettiğim parti yönetimi adına, herhangi bir değer ve önem taşımadığını belirtmek isterim. Ancak, “bir kişi için bile, bir acziyet görüntüsüne sebep olmama” hassasiyetiyle, arzu etmesek de cevap vermek mecburiyetinde kalmış bulunuyoruz. Bir gazete sayfasına yakın hacimdeki röportajda yer alan ifadeler, “zırva tevil kaldırmaz” atasözüne karşılık gelecek düzeydedir. Dolayısıyla ayrıntıya girmeyeceğim. Bilinmesi gerekir ki; Ak Parti Türkiye’nin en büyük partisidir. Kurulduğundan itibaren, girdiği her seçimden açık ara birinci parti olarak çıkmıştır. Türkiye’nin her bölgesinde, her mahallesinde, her köyünde vardır, etkilidir, sevgi, saygı ve destek görmektedir. Son genel seçimlerde, Türkiye seçmeninin yarıya yakın kısmı, Ak Parti’ye oyları ile “güven” ve “destek” beyan etmiştir. Ak Parti’nin, iktidarının ilk gününden beri Türkiye’ye, Türk Milleti’ne, Türkiye’nin refah ve itibarına kazandırdıkları, bir basın açıklamasına sığmayacak kadar büyüktür. Bu tablo içerisinde, varlığını, “Ak Parti’nin aday tesbit sürecinde yaptığı hatalara” borçlu olan yerel bir siyasetçinin, kendisinde bir keramet vehmedip, kendisini Ak Parti ile ilgili “tercih ve yargılama” makamında görmesi, siyasi ve sosyal sebeplerin dışında başka izahlara muhtaçtır. Öncelikle; Türkiyede 51 adet siyasi parti bulunmakta, bunların 29 tanesi Yalova’mızda faaliyet göstermektedir. İlginçtir, röpotajda, kendi partisi dahil, diğer hiçbiri ile ilgili tek bir kelime bile yer almamaktadır. Kurulduğundan beri, sayın belediye başkanının Ak Parti’ye geçmek için gösterdiği sayısız teşebbüs ve “pek çok haklı gerekçeye bağlı olarak”, Ak Parti’den kabul görmemesi, Yalova’da siyasetle bir şekilde irtibatı olan herkesin malumudur. Arkadaşımız Ak Parti’yi beğenmemektedir, “dağınıklık”, “çokbaşlılık” ve siyasetin “ekip işi” olduğu gerekçekleriyle ve “şu anda” kaydıyla Ak Parti’ye geçmeyeceğini ifade etmektedir. Ancak seçildiği günden bugüne, “Amblemi altında seçime girdiğim ve beni belediye başkanı yapan siyasi partiye ve seçmenlerine asla ihanet etmeyeceğim” diyememişir. Görev yaptığı şehrin büyüklüğü ne olursa olsun, bir belediye başkanının üslubu, mahalli televizyon kanallarının, spor yorumcularıyla aynı olmamalıdır. Seçimlerden bu yana bir yıl geçti. Fakat kendi ifadesi ile Yalova Belediyesi hala “kıpırdayamamaktadır”. Yalova, insanların sokaklarda yürümeye bile zorlandığı, karmaşanın hakim olduğu bir şehir haline gelmiştir. Yalova’da kolay ve haksız kazanç sağlama peşinde olan herkes, pazaryeri sinekleri gibi Yalova Belediyesi’nin etrafında dolaşmaktadır. Bir siyasi parti olarak, bizim dışımızdaki siyasi partiler, mensupları ve onlara oy veren vatandaşlarımızla ilgili elbette hiçbir ön yargımız yoktur ve olamaz. Sadece, bir cümle ile özetlenebilecek bir ilkemiz var: “Tesir sahamızın içerisinde, hukuka ve ahlaka aykırı hiçbir davranışa izin vermeyeceğiz.”. Bu konuyla ilgili kararlılığımızdan hiç kimse rahatsız olmamalıdır. Belediye bütçesinin, siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine, insanları kullanmak için araç edinilmesi, politik bir metod olarak tartışılabilir. Ancak bu metodun ahlak dışı olduğu tartışılamaz. Siyasette, hırsın aklın önüne geçtiği pek çok örnekle karşılaşabilirsiniz. Tümünün tek bir ortak yönü vardır: Hırslarını akıllarının önüne geçirenler sonuçta bedbaht olmuşlardır. Saygılarımla…
