Gazeteci Uğur Mumcu ölümünün 22.yılında Yalova’da kendi adını taşan Uğur Mumcu Kültür Merkezi önünde yapılan bir törenle anıldı. Törene çeşitli sendikalar ve Yalovalı siyasetçiler de katıldı.Anma törenini düzenleyen Eğitim-İş sendikası temsilcisi Mustafa Aşina yaptığı konuşmada şunları söyledi:ilkeli ve cesur gazeteciliğin, tam bağımsız Türkiye’nin, gericiliğe karşı mücadelenin simge isimlerinden Uğur Mumcu’yu uğradığı hunharca suikast sonucu aramızdan ayrılışının 22. Yıldönümünde derin bir özlem ve saygıyla anıyoruz. Mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle hayatını derin yapıların ortaya çıkarılmasına adayan Uğur Mumcu, bu yapıların ortaya çıkmasından endişelenenler tarafından katledilmiştir.Uğur Mumcu, Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştiren önderliğin iradesinin, birikiminin, ülkesini savunan Türk halkının özverisinin ve heyecanının somutlaştığı bir kimlikti. Ulusunun ve tüm mazlumların yanında emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı duruşu sömürüye karşı emeği, gericiliğe karşı bilimi, bölücülüğe karşı ulusal bütünlüğü, faşizme karşı demokrasiyi savunmayı yaşam felsefesi yapmış Uğur Mumcu’dan kurtulmanın en kestirme yolunun onu yok etmekten geçtiğini düşünenlerin seçtiği tarihtir 24 Ocak 1993. Atatürk’ ün bağımsız ülke, özgür ulus idealinin eseri Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertmenin, Mustafa Kemal’in tanımıyla “Cumhuriyet’in soylu koruyucularını” yok etmekten geçtiğini düşünenler bunun için Türk ulusunun seçkin evlatlarına yöneldiler. Çeyrek yüzyıldır başta Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk ulusunun temel değerlerinin simgeleşmiş muhafızları olan yeri doldurulamayacak bilim insanlarına, aydınlara yönelik suikastların ardındaki ulus ötesi güçler dikkatten kaçırılmamalıdır. Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak 1993’ten bu yana 22 yıl geçmesine ve onlarca hükümetin değişmesine rağmen, cinayet bütün bağlantılarıyla hala aydınlatılmamış, bilinçli olarak zaman aşımına uğratılmıştır. Bugün Türkiye’de 22 yıl öncesine göre değişen hiçbir şey yoktur. Bu bağlamda geçmişte Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımız derin devlet tarafından gerçekleştirilen cinayetlerle susturulurken günümüzde aydınlarımız, gazetecilerimiz hapsedilerek sindirilmeye çalışılmakta, Berkinler ve Ali İsmaillerin katilleri devlet tarafından korunmaktadır.Ancak Uğur Mumcu’nun da dediği gibi “Bir kalem susar, yerini bir başkası alır. Bu kalemler tükenmez. Ne kelepçeler, ne demir kapılar, ne iddianameler ve ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz”Eğitim-İş olarak Uğur Mumcu’nun katillerinden elbet bir gün hesap sorulacağına yürekten inanıyor ve cinayetler, hukuksuzluklar, yolsuzluklar karşısında suskun kalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
UĞUR MUMCU YALOVA’DA ANILDI
