Yalova Ülkü Ocakları tarafından Doğu Türkistan’da ÇİN tarafından katledilen Urumçi Türklerini anmak için katliamın boyutlarını ve vahşetini gözler önünen seren bir sergi açıldı.Bu konuda bir açıklama yapan Ülkü Ocakları Başkanı Uğur Polat şunları söyledi; Bir Pazar günü yaşandı bundan bir yıl önce. 5 Temmuz 2009 ve devam eden günlerde Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de, binlerce Müslüman Uygur Türk’ü katledildi. Dehşet verici sahneler yansıdı basına. Yollarda katledilmiş insanlar, ellerinde çivili sopalar, satırlar, bıçaklar; insan avına çıkmış binlerce Çinli milis. Günlerce süren sokak çatışmaları, sonucunda binlerce şehit ve sayıları on bini bulan tutuklu.Tüm dünya bir anda yüzünü çevirdi Doğu Türkistan’a. Hiç bakmak ve görmek istemedikleri, yaşanan soykırıma yüzünü çevirdikleri Doğu Türkistan’a. Çinli bakanın “sorumlular idam edilecek” açıklamaları arasında duruldu her şey.Bir yıl geçti aradan. Anılmaz olsa da hiçbir yerde Doğu Türkistan adı, 5 Temmuzlar yaşanmaya devam etmektedir. Ürkmüştü dünya aslında buz dağının görünen yüzü ile karşı karşıya kaldığında. Birde buz dağının görünmeyen gerçekleri var suyun altında. 5 Temmuz olaylarının görünen sebebi Shouguan’da yaşanan yatakhane baskını ve Uygurların katledilmesidir. Shouguan’da yaşanan olay vahim bir o kadarda dehşet vericiydi. Bu olayları demokratik bir çerçevede protesto etmek isteyenlerin katledilmesi ise kelimeler ile izah edilemez bir durumdur.Ne var ki; 5 Temmuzu izah etmek bu kadar kolay değildir. Bu nedenledir ki; 5 Temmuzda su yüzüne çıkan vahşetin her gün yaşandığını anlatmakta zorluk çekilmektedir. Bir millet ki; tarihte on binlerce yıldır bağımsız yaşamış, eşsiz uygarlıklar kurmuş, insanlığa matbaayı, akupunkturu, sulu tarım gibi pek çok yeniliği hediye etmiş. Ve henüz 60 yıl öncesinde bağımsız bir devlete sahip. Çin, 60 yıl önce işgal ettiği Doğu Türkistan’ı yok etmeye çalışmaktadır. Her şeyi ile köklü bir milleti tarihin sayfalarında eritmek istemektedir. Planlı bir asimile faaliyeti yürütmektedir. Tarihi, kültürü ile Doğu Türkistan Uygur Türklerini tarihin en büyük soykırımlarından birine tabi tutmaktadır. 60 yıldır, Doğu Türkistanlılar kendi vatanlarında azınlık durumuna düşürülmeye çalışılmaktadır. Topraklarına el konulmuş, mal mülk edinme hakları ellerinden alınmıştır. Dinlerini yaşama ve gelecek nesillere aktarmaları yasaklanmıştır. Aile planlaması ve mecburi kürtaj ile nesilleri kesilmeye çalışılmıştır. Ve hala çalışılmaktadır. Nükleer denemelerden, Uygurca eğitimin yasaklanmasına kadar pek çok kalem uzayıp gitmektedir. Son yıllarda ise, kültür asimilesi için başlatılan “tek dilde eğitim” kampanyası ile daha ilkokul çağındaki çocuklar ailelerinden alınmakta, Çin’in iç kesimlerine götürülerek Çin dili ve kültürü ile büyütülmektedir.Aynı şekilde genç kızlar köle işçi olarak çalıştırılmak üzere Çin’e götürülmektedir. Shouguan’da yaşanan olaylarda bu gençlere yapılmış saldırıdan kaynaklanmaktadır. 5 Temmuzda Çin’den kaçarak canını kurtaran Doğu Türkistanlılar tüm dünyada Çin’in kıskacı altındadır. Kamboçya’ya sığınan 20 Uygur, Çin tarafından verilen bir milyar iki yüz milyon dolar karşılığında Çin’e satılmıştır. Burma 17 Uygur’u iade etmiştir. Bunların yanında dünyanın dört bir köşesinde Uygurlar Çin’in baskısını hissetmektedir. İade edilenlerin akıbetleri hakkında hiçbir bilgi alınamamaktadır.Çin, olaylardan sonra yüzlerce Uygur’u sorgusuz sualsiz hapishanelerde idam etmiştir. İki bine yakın tutuklu olduğunu açıklamışlardır. Ve gerçekte on bine yaklaşan bu gençlerin durumu hakkında bilgi yoktur. Olaylardan hemen sonra “sorumlular idam edilecek” açıklamasından sonra kurulan mahkemelerin ise hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Sözün özü; Doğu Türkistan’da 5 temmuz devam etmektedir. Doğu Türkistanlı geleceğinden endişe etmektedir. Tüm dünya bu gerçeği görmeli ve buna karşı önlem almalıdır.