Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’a çıkmalarından sonraki dönemde yer alan Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri hareketlerinin ulusa dayandırmışlardır.Ulusal egemenlik, ulusal kurtuluş savaşı sürecinde dayanılan en önemli unsurdur. Ulusal kurtuluş savaşımızdan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim biçiminin “cumhuriyet” olması elbette kaçınılmaz bir sonuçtur.Mustafa Kemal genç bir subayken Erzurum’da Mazhar Müfit’e not ettirdiği “Cumhuriyet” inancı O’nun kararlılığını ve öngörüsünü göstermektedir. Saltanat’ın kaldırılışı ve Cumhuriyet’in ilanı ile “Ulusal ve Laik Devlet” gerçekleştirmiş oldu. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş bir ülke olabilmesi için mücadeleye devam edilmesi ve mücadeleye ara verilmemesi gerekiyordu.Bu sebeple Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bittiği yerde; Türkiye’nin çağdaşlaşma savaşı başladı. “Cumhuriyet”, “Ulusal Egemenlik”, “Demokrasi”, “Bağımsızlık” kavramlarının birbirlerinden asla ayrılmaması gerekmektedir .Ulusal egemenliğinin temsil edildiği yer olan TBMM. bizim için demokrasi mabedidir. Ulusal egemenliğin bulunmadığı bir cumhuriyet’i düşünmek mümkün değildir.Eğer böyle bir ucube yönetim biçimi ararsanız hemen aklımıza “İran İslam Cumhuriyeti” ve şimdi dağılmış olan “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” gelmektedir ki ; her iki ülkenin ismi içinde cumhuriyet kelimesi yer almasına rağmen nüveleride “Ulusal Egemenlik” ve “Demokrasi” kavramlarını barındırmadığı için sözde cumhuriyet olarak dünya tarihinde yerlerini alacaklardır.Kaldı ki ; S.S.C.B. şimdiden aynı akıbete uğramıştır. İşte bu bakımdan 29 Ekim 1923 önemlidir.Türkiye Cumhuriyeti, “Ulusal Egemenlik” , “Demokrasi” kavramlarına dayanmaktadır. Numaracı cumhuriyetçiler, teslimiyetçiler,karşı devrim sempatizanları, global dünya düzenine inanan neo-liberaller küçümseseler de,yok saymaya çalışsalar da Türk Devrimi dünya tarihinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Türk devriminin halk ile bütünleşerek emperyalizme karşı yapılmış olması değerini bir kat daha arttırmaktadır. Cumhuriyet, demokrasi’yi ve ulusal egemenliği içinde barındırdığı sürece fazilettir. Çocuklarımızın geleceği için bu kavramlara sahip çıkmalıyız. 29 Ekim 1923 karanlığa karşı başkaldırıdır. 29 Ekim 1923 ulusal onurdur. 29 Ekim 1923 sonu olmayan bir başlangıçtır. Yalova Barosu Başkanı Av.Cevdet BEKLER