15-21 MAYIS AİLE HAFTASI Aile, tarih boyunca tüm toplumların temelini oluşturan bir Kurum olmuştur. Türk tarihindeki mevcut bütün Anayasalarda da aile “Türk Toplumunun Temel Kurumu” olarak kabul edilmiştir. Toplum ve aile sürekli iyi veya kötü etkileşim içerisindedir. Aile – Toplum etkileşimi sağlıklı olmaz ise toplumda bazı sıkıntılar oluşabilir. Yeni kuşakların sağlıklı yetişmesi ve iyi eğitilmesiyle aileler sağlıklı oluşur. Bu nedenle her toplum, kendi sağlıklı gelişimi ve varlığının devamı için çocuklara dolayısıyla da aileye büyük önem vermek zorundadır. Ülkemizde ve dünyada sağlıklı, sorunsuz ailenin oluşumunu tehdit eden unsurların başında, hızlı kentleşme, göç ve sanayi devriminin dayattığı yeni yaşama biçimlerini sayabiliriz. Sarsılan aile değerleri ile parçalanma ve dağılma süreçleri görülmektedir. Aile temel fonksiyonlarını yerine getiremeyecek derecede zayıflarsa, parçalanma, kültürel ve ahlaki değerlerde yozlaşma, suç oranlarının artması, uyuşturucu kullanımı, bireysel ve toplumsal şiddetin yaygınlaşması, kimlik bunalımı, psikolojik rahatsızlıklar, tatminsizlik gibi insanı ve dolayısıyla toplumu tehdit eden sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Aile kurumunun güçlendirilmesi için tüm kurumlara özellikle de devlete önemli görevler düşmektedir. Devletin aileye sunduğu ekonomik ve sosyo-kültürel imkanlar arttıkça ailede dolayısıyla toplumda çıkabilecek sıkıntıların önüne geçilmiş olur. Aile Kurumunun değerlerine sahip çıkılmasında medyaya da önemli görevler düşmektedir. Medya aracılığıyla “normalleştirilerek” sunulan yayınlar neticesinde izleyicide, çocuklarda, gençlerde arzu edilmeyen davranış modelleri yaratılmasına neden olmakta, sonucunda da toplumsal yaşam riske girmektedir. Toplumların geleceği olan çocukların iyi yetişmesi, sosyalleşmesi açısından ailenin varlığı kadar niteliği de çok önemlidir. Sorumlulukların yerine getirilmediği, tartışma ve çatışmanın hakim olduğu, ebeveynlerin tutum ve davranışlarıyla örnek olamadığı bir aile kurumundansa, boşanma yoluyla ayrılığın meydana geldiği ancak geçmiş yaşama göre daha sağlıklı bir ortamda yetişen çocuğun gelişimi daha iyi olacaktır. Ailelerin niteliğinin arttırılmasında ülkemizde Sosyal Hizmetler alanında yeni hizmet modeli olarak sunulan Aile Danışma Merkezlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Bireylerin ve ailelerin ilişki ve iletişim sorunlarında danışabilecekleri, destek görecekleri “Danışmanların” sayıca artması, yaygınlaştırılması, Türk toplumunda da kişi veya ailelerin henüz sorun çıkmadan, büyümeden profesyonel destek isteme alışkanlıklarının oluşması önemli bir gelişme olacaktır. Ailelerin karşılaştığı problemlerin çözümünde, ailenin fonksiyonlarının artırılmasında, ülkemizde sayıca az olan Danışmanlara, ruh sağlığı çalışanlarına önemli derecede ihtiyaç duyulmaktadır. Sevgi, dayanışma, uyum, güven dolu, içinde şiddetin yaşanmadığı, cinnet haberlerinin olmadığı, her türlü kötü madde kullanımından uzak, refah seviyesi yüksek bir aile ortamında sağlıklı, uzun bir ömür diler, kurumumuz bünyesinde hizmet verdiğimiz çocuklarımızın heyecanla hazırladıkları programlarında, sizlerle olmayı çok istediklerini iletirim. Sevgi ve saygılarımla. Serap ŞENOCAK İl Sosyal Hizmetler Müdürü