8 Mart Dünya Kadınlar Gününün 364 günü bir kenara koyup sadece bir gün olarak anmayı doğru bulmuyorum, dolayısıyla 365 günün kadınlar günü olarak kutlanıldığı bir dünya temenni ediyoruz. Öncelikle kadınların zaten sahip oldukları haklarını kullanmalarına engel olan bilinçli bilinçsiz zihni engelleri aşmak zorundayız. Bu temelden zihniyet sorunudur önce bunu başarmaya mecburuz. Bizim asıl aşmamız gereken kadına karşı önyargıları besleyen ayrımcılığı üreten engellerdir. Günümüzde hiçbir töre, hiçbir gelenek cinsiyet ayrımcılığını meşru kılamaz. Bizim tarihimizi gözden geçirecek olursak ayrımcılık yok, kültürümüzde, inancımızda ayrı gayrı yok. Biz millet olarak ayrımcılığına tenezzül etmedik, bundan sonra da tenezzül etmeyeceğiz. Kadınlarımıza yönelik her türlü ayrımcılığı reddeden, her türlü istismarı elinin tersiyle iten kadını ve erkeği beraber gören geleneğin temsilcileriyiz. Kadınlarımızın evde, işyerinde, sosyal hayatta şiddete maruz bırakılmasını ruhen, vicdanen, ahlaken asla kabul edemeyiz. AK Parti iktidarı sürecince kadınları toplum içinde hak ettiği konuma getirmek için önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bunlar; kadın erkek eşitliği, kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu amaca yönelik Anayasada değişiklik gerçekleşti. Anayasanın 10 maddesinde ‘’Kadınlar ve erkeler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliği yaşama geçmesini sağlamakla hükümlüdür’’ maddesi eklendi. Yine bazı maddeler değiştirildi; bayan çalışanların doğum izni uzatıldı, ayrımcılığın, istismarın önüne geçmek için Avrupa standartları kapsamında müeyyideler getirildi. Gelir vergisi kanunun kadın lehine değişiklik sağlandı. Töre cinayetlerini tamamen ülke gündeminden çıkartmak için yoğun çalışmalar yapıldı. Ulusal projelerle, uluslar arası projelerle sorunların üzerine gidildi. İçi boş nutuklarla vakit geçirmemek gerekir. Türkiye bu konuda yeterince vakit kaybetmiştir.Esasen Türkiye kadınlara siyasi hakları verme konusunda Dünya’da ilk adım atan ülkelerden birisidir.Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 1930’da yerel yönetimlerde 1934 yılında da Milletvekilliğinde olmak üzere Türkiye’deki kadınlar seçme ve seçilme hakkına pek çok ülkedeki hem cinslerinden önce sahip oldular.Buna rağmen bu hakkın kullanımı maalesef istenilen düzeyde olmamıştır.Özellikle kadınsız bir siyaset,kadınsız demokrasi,kadınsız yönetim toplum için bir eksikliktir.Bu eksikliği gidermek için yapılan çalışmalar neticesinde TBMM’de kadın milletvekili sayısı 50’e yükselmiştir.Bunların 30’u AK Parti Milletvekilidir. MELİHA AKYOL AK PARTİ YALOVA İL KADIN KOLU BAŞKANI
